31 Ekim 2011 Pazartesi

Şeftali reçeli (Ben yaptım demeyi tabii ki isterdim)



İnanır mısın sayın okur, bu hayatımda yediğim en güzel şeftali reçeli...İşin doğrusu bundan yıllarca önce yemiştim ilk şeftali reçelini, ben yapmıştım, pek güzel olmadı, kat' iyen suçlusu ben değilim, vallahi tarifi birebir uyguladım..Demek ki tarifte vardı bir yamuk...Bu ise yediğim ve bundan sonra da hep yemeyi düşündüğüm ikinci şeftali reçelim..

Bu resimde fotoğrafını gördüğünüz bahse konu reçeli komşum yaptı, ondan dinlediğime göre şöyle yapmış...

Malzeme=

4 kg. şeftali
3 kg. şeker

Yapılışı=Şeftaliler soyulur, 3-4 saat şekere yatırılır, sonra uyandırılır, pişirilir..

El-sonuç=Şeker oranı tam benlik, kıvam tam benlik..Ben reçelde yapışık kıvamdan hiç hazzetmem, ee sıvı kıvamdan da aynı derecede hoşnutsuzumdur..Buradaki reçel inanılmaz kıvamında, offff sabah yedim, şimdi bir daha canım çekti....Hammmmmm.....


28 Ekim 2011 Cuma

Van' a bir kirli donunu reva gördün demek

Geçen gün twitterda gördüm, şimdi resmi paylaşıp blogumu da kirletmeyeyim..Birisi Van' a göndere göndere kirli donunu göndermiş..

İnsan sormadan edemiyor, gönderilecek şeye mi sıkıştın be kardeşim?:( diye

Yoksa gönderecek bir şeyin yoktu da bari donumu çıkarıp göndereyim mi dedin?

Yoksa tek donun mu vardı? O zaman kolla kendini mazallah üşütür, sistit olur, wcye yapışırsın postit gibi, bir de senle uğraşmayalım..Neyse hatırlat da Van' ın yaralarını sardıktan sonra sana don kampanyası düzenleyek..

Yoksa vaktin yoktu da benden göndermesi Vanlı depremzede çitilesin mi dedin? Çitileyemez kardeşim sen çadırlarda şebeke suyu mu var sanırsın, kaldı ki insan o durumlarda kendini bile çitileyemiyor..

Bir de kullandığın deterjanı merak ediyorum o kir nasıl temizlenir? Bilmediğimiz bir deterjan mı var de hele...

Kıssadan hisse=İnsanlık ölmüş....

Bari biri insanlığın cesedini çıkarsın da gömelim...

Bak bir süredir donlu bir yazı yazacaktım blogumda da uygun olur mu olmaz mı çekimserdim, sayende yol oldu, 2. donlu yazım yolda.....

26 Ekim 2011 Çarşamba

Ellere var da bize yoh mu ilahi Türk Kahvesi, yaptın yine yapacağını:)

Haber der ki=


Steve Jobs'ın zihnini Türk kahvesi açmış!


Ünlü biyografi yazarı Walter Isaacson’un kaleme aldığı Steve Jobs’un biyografisindeki kişisel notlar bölümünde Apple’ın geliştirdiği ürünlerde İstanbul’dan ve Türk gençlerinden de ilham alındığı ortaya çıktı.



Milliyet Gazetesi'nden Şükrü Andaç'ın haberine göre bundan 5 yıl önce ailesiyle birlikte çıktığı Avrupa turu sırasında İtalya ve Yunanistan’ın ardından son durak olarak Türkiye’de yaklaşık 10 gün geçiren Steve Jobs, tatille ilgili olarak Isaacson’a şunları anlattı:

"Hayatımın en iyi tatilinde İtalya kıyısı boyunca ilerleyip Atina’ya (Berbat bir yer ama Parthenon nefes kesici) oradan da Türkiye’deki Efes’e gittik. Efes’teki mermerden yapılma antik umumi tuvaletlerin ortasında müzisyenlerin serenat yapmaları için bir yer var."
Türk kahvesi, Türkiye’deki gençlerin umrunda mı!

Seyahat sırasında İstanbul’a gittiklerinde Jobs’un bir tarih profesörünü ailesine rehberlik yapması için tuttuğu sonunda bir Türk hamamına gittikleri ve profesörün anlattıklarının Steve Jobs’u gençliğin küreselleşmesi üstüne düşündürdüğü notu yer alıyor. “Gerçek bir ilham geldi” diyen Steve Jobs, o anları şöyle aktarıyor:

“Hepimiz bornozluyduk ve bize Türk kahvesi yaptılar. Profesör bu kahvenin başka yerlerin kahvelerinden çok farklı hazırlandığını açıklayınca, “Ne olmuş yani?” diye düşündüm. Türk kahvesi, Türkiye’deki gençlerin umrunda mıydı? Hepsi de dünyadaki diğer bütün gençlerin içtiği şeyleri içiyor, GAP’ten satın alınmış gibi görünen giysiler giyiyor ve hepsi de cep telefonu kullanıyorlardı. Diğer her yerdeki gençler gibiydiler. Artık bu dünyanın tamamının gençler için aynı olduğunu anladım birden. Ürünler yaparken aklımızda özellikle Türkiye’deki gençlerin isteyeceği bir cep telefonu ya da müzikçalar yaratmak diye bir şey yok. Artık tek bir dünyayız sadece.”

BEN DERİM Kİ=

Yıllardır içerim seni...Bıkmadan usanmadan, üstelik illa biri olsun isterim yanımda..Reklamın kötüsü mü olur, bak el depreme yardımı bile reklam yapıyor çatır çatır..Bir like' ın yardım bedeli aha budur diyen bile var..Bense seni yalnız hüpletmiyor, illa birini de işin içine bulaştırıyorum, az mı ha!

Al resmini bile koymuyorum buraya, önemin bu benim için artık..Ayrıca da yuhhhhh bir de bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır derler, hiç mi hatırımız yoktu..

Çok mu zordu benden bir Steve Jobs çıkarmak...

Adından utan, Türk kahvesiymiş, pehhhhhh..Elin Steve' ne yaramış bir...

Bundan sonra seni içer geçerim kardeşim, gayrısı çıkmaz benden....

Hırsızın hiç mi suçu yok dersen, var var....Haydi sen çıkarmadın benden bir Steve, ben niye benden çıkarmadım bir Steve..Şeytan diyor al kendini karşına şırrakkadanak patlat bir tokat, oracığa yığ...

25 Ekim 2011 Salı

Kocaeli depreminde ben&Hiç değilse tarafım belli olur

17 ağustos depreminde 2 aylık evli idim..Karadeniz' in bağrından kopup eş işi nedeniyle evlenince Kocaeli' ye yerleştikdi..

Deprem gecesi ve günü nasıl sıcak vardı,resmen sıcak bulutu tarafından kaplanmıştık.Gece 01:00 da yatmış ve aşırı sıcaktan 02:00 da uyanmıştım, su içtim üzerimi incelttim, yattım..Sonra, sonra o korkunç gürültüye uyandım, bazıları anlamamış deprem olduğunu ben hemen anladım, eşime sarıldım, eşim resmen donmuş, şoka girmişti, eşimin üzerine doğru kapanmıştım, tavan üzerimize çökse bu şekilde eşimi koruyabilir miydim acaba? Elbise dolabının kapakları nasıl da bir açılıp bir kapanıyordu. Pencerelerde aynı şekilde. Sağ çıkabileceğime dair en ufak bir his duymadım o an..Ölecektik..Şehadet getirdim, gayri ihtiyari sesli söylemişim, eşim de beni takip etti..

Sonra durdu o korkunç ses, o korkunç gürültü..Eşim öylece yatıyordu, sessiz. Dışarı çıkmalıyız dedim. Karanlıktayız. Ona tarif ediyorum, kibrit şurada, artık fener neredeyse, bir bir yakıyor kibritleri, ben devam ediyorum,çorabın şurada, kotun burada, falan fistan..Tepeden tırnağa bir güzel giyiniyoruz.Dışarı çıkıyoruz, millet de bize mel mel bakıyor, zira üzerlerinde ne varsa kendilerini dışarı atmışlar, ben ise çantamı dahi takmışım koluma..Tam tekmiliz velhasıl.Aşkolsun, kimse de kapımızı tıklatmamış inerken, haydi boşaltın binayı diye..Tekrarlansa aynı sarsıntı, giyinik öleceğiz anlaşılan..

Dışarıda kimi arabasının içinde, kimi birbirine sokulmuş vaziyette..Van depreminde dondu eminim millet gece dışarıda..Zira bizler gündüz ve gecenin onca sıcağına rağmen, bir komşunun getirdiği battaniyeye sarındık..

Karşı komşu annesini zorla uyandırmış, kadıncağız o inanılmaz gürültüleri hiç duymamış..Yani duyamayan da oluyor.Kocasını da tam pencereden atlarken, yakalamış, bizi almadan nereye diye? .Deprem sonrası elan aklımda değil ismi, köşe yazarının biri de yazmıştı, kendimi dışarı atmışım gayriihtiyari, ne eşe, ne çocuğa bakmadan, günlerce eşimin dilinden kurtulamadım deyu..

Ceptelefonları ile bir yere ulaşılmıyordu, allahtan çantamda telefon kartı vardı, sahi o kartlar halen var mı?Hemen aradım memleketi, yaşıyoruz, hayattayız, dertlerimizle başbaşayız diye..Sonra bize maşallah tam tekmil giyinmişsiniz diye espri babında gülenler de aradılar benim kartımla, yaaaaa:)

Komşunun da kız kardeşi gelmişti Almanya' dan, deprem esnasında bileğini artık nereye sürttüyse kanatmış, veryansın ediyordu, niye kimse yok, nerede bu devlet diye? Arasak Almanya' yı anında uçak yollar, bugün hemen geri döneceğim, durmam burada diyordu..

Günağardı sonra, eşim de yavaş yavaş kendine geldi..Millet birer ikişer evlere girip altın vs.lerini almaya başladı.Şimdi yerinde yeller esen düğün takılarımızı ben de alacağım dedim eşime..Saçmalama dedi bana, ya ev yıkılırsa bir sarsıntı daha olup..Dinlemedim, Yarabbi ne paragözmüşüm o yıllarda ben be:) Oysaki kendimi bildim bileli para nedir ki elimin kiri muamelesi çekerim..Dedim kocişe ben gidiyorum, koştu arkamdan ben de geliyorum madem beni dinlemiyorsun, öleceksek beraber öleceğiz dedi....Aşkı kesssss..

Sonra herkes evlerin yakınlarında durmayalım, sahile gidelim dedi..İndik sahile..Aman Yarabbi, insanlar masaları donatmışlar, hazır yemekler getirtmişler ki bir gör..Kimileri çay demlemişler..Eeee boğaz durmuyor, illa takviye gerek.Biz de eşimle dımdızlak ortada kaldık..Ben de sayın okur, deprem öncesi bir iştahsızım sorma, deprem bir oldu, benim iştah dört nala geri geldi, canım neler çekiyor neler..Meğerimse -bu hikayeyi sonra anlatacağım-, kasabın biri (doktor denmez değil mi böylesine) düşük yaptın demesine rağmen hamileymişim ben..

Müthiş bisküvi çekiyor canım, ondan öncede sadece cacık yiyebiliyordum, deprem sonrası cacığa epey pas vermedim..Eşim gitti ama, bakkallar çoktan boşalmış, ne bisküvisi..Karşımda çay içiyorlar canım, çay çekiyor, eşim bana şaşırıyor, kıtlıktan mı çıktın diye..Değil işte, bir sarsıldım, psikolojim mide tarafına kaydı..Sağolsunlar parkta bize yakın çimenlerde oturan bir teyze bize çay verdi, yeminle bir daha öyle lezzetli çay içmedim ben..

Bir süre sonra Tüpraş' ın patlama ihtimali var uzaklaşabildiğiniz kadar uzaklaşın dediler...Kocaeli' de bir eşim bir ben, nere gidelim..Bize çay veren teyzeler de hayli kalabalık bir aile, ben ağlamaya başladım, teyze dedi ki haydi siz de bizimle gelin, Adapazarı' nın bir köyüne gidiyoruz. Gittik, ne güzel bir aileydi onlar, kızlar, torunlar, gelinler..Köyde tanıdıkları ailenin bahçesine çadırlar kuruldu, orada 3 gün kaldık..Akşamları radyodan alıyorduk deprem haberlerini..

3. günün sonunda döndük Kocaeli' ye ..Evin orada üst komşu kilim atmış dışarı, orada yiyip içiyorlar, onlara katıldık, tam kahvaltı yaparken, kayınpederim geldi memleketten..O akşam kayınpederimle ben memlekete gittik, otogar ana baba günüydü, sağolsun bir bileti çift kişiye satmaktan geri kalmamıştı firmalar, tıklım tıklım bindik otobüse..

Oturduğumuz ev önce ağır hasarlı, sonra orta hasarlıya döndü..

Ben bir süre kaldım memlekette, hamilelik rutin kontrolü için gittiğim doktorda Kocaeli' de ilki kadar büyük olmayan bir deprem olduğu haberi geldi, tansiyonum çıktı, dr. hemen cep telini alıp eşime ulaştı da beni rahatlattı...

Şimdi diyeceğim o ki, şiddetli deprem yaşayan insanların psikololojileri farklı olabilir o sıralarda, adam ölümden dönmüş, yakınını kaybetmiş, hani çadırları talan ettiler ya gördük TV' de, hoş değil ama, çok da değil...Yeteri kadar yollarsan niye talan edilsin?

Sonra yardım yapıp da bunu duyuran firmaları eleştirenler var , gidin kardeşim işinize, yeter ki yardım yapılsın,  arkasına önüne bakmayın..Sonra twitterdan sürekli çağrı yapıyoruz firmalara, ee bazı firmalar da bilgi amaçlı, yaptık diyor, ne var bunda, hiç yapmamasından çok evladır..

Gün yardım günüdür, Hz. İbrahim' in içine atıldığı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca ne demiş=

HİÇ DEĞİLSE TARAFIM BELLİ OLUR...NOKTA.....

24 Ekim 2011 Pazartesi

Van için Herkes Tek Yürek!



Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:

1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30

3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947 
T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03

Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Kız Twitter öpüyorum annem seni

Haydaaaa! Nettin sen reyhane, twitterı kız ettin! Bakıyorum bu konuda sınır tanımıyorsun, daha önce de google' ı bacı etmiştin diyeceksen, dinle bakkkkk...

Yok kuzum bu feministsel bir durum deel, tamamen duygusal..

Şöylekine...Bu kurban olduğumun Twitterı var ya Van depreminden bu yana çok gözüme girdi..Çok anaç gördüm ben onu dünden beri..Bağrından nice yardım talepleri, nice duyurular koptu gitti öteye beriye..Güzel sonuçlar alındı, alınıyor..Alınacak..Haaa arada yanlış şeyler de oluyor ama twitter civanları prim vermiyor..

Hani 140 karakterle bizi sınırlayan twitterı nerelere şikayet etsek diyorlardı ya...Artık bir kez daha tescillendi,  önemli olan boyu değil işlevi..

Bu bağlamda gördük ki, SOS durumlarında twitterı tek, Facebooku es geçeceksin...Bknz..=Twitter sayesinde 3 kişinin gri betonlar altından kurtulduğunu açıkladı Akut Genel Sekreteri.

Ben twitterda yardımlar konusunda gayet güzel bir dayanışma görüyorum, daim olsun diliyorum..

17 Ağustos Kocaeli depremini yaşayan biri olarak Van' da yaşanılanlara vakıfım..Van depreminde hayatını kaybedenlere Allah' tan rahmet, yaralılara acil şifa, kaybı olanlara sabır diliyorum...Van yarası tez elden sarılsın temenni ediyorum..

23 Ekim 2011 Pazar

Karpuz Seçer Gibi Sigorta Seçin!



Sigortadukkanim.com, Türkiye’deki sigorta sisteminde çığır açacak bir yenilik ve espri anlayışıyla sektöre giriş yaptı.

“Karpuz seçer gibi sigorta seçin” mantığıyla en bol seçenek ve en ucuz fiyat avantajıyla sigorta ihtiyacınıza en hızlı çözümleri üretiyor.  Sistemin karpuzla bağlantısını merak edenler için şu eğlenceli video son derece açıklayıcı:

Çok fazla sigorta şirketi ve çeşidi bulunduğu için, sigorta konusunda da seçim yaparken yardım gerekiyor tabii...  Sigortadukkanim.com işte tam bu filmdeki karakter gibi ortaya çıkıyor; kasko ya da trafik sigortasında size en uygun online poliçeleri önünüze seriyor. İhtiyacınıza göre karşınıza gelen bu online teklifleri karşılaştırabiliyor ve size uygun olan sigorta poliçesini tercih edebiliyorsunuz. Geriye de “size en uygun fiyatı”  veren online teklifi kabul etmek kalıyor.

Daha detaylı bilgi almak isteyenler; www.sigortadukkanim.com adresini ziyaret edebilirler. 


Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Ekim 2011 Çarşamba

16 Ekim 2011 Pazar

Senem'im beni mimlediydi

Vallahi ancak fırsat yaratabildim Senem' cim affola gecikmeye...


Bir de mimlerken benim için Sevgili Reyhan olmassa olmaz :) demişsin ya kalbimi fethettin bir kez daha..


Sanal alemde de dost bulunabiliyor biliyor muydun bunu sayın okur? Biz Senem' le bir sütlaç meselesinden tanıştık, daha yüzyüze görüşemedik..Seviyorum onu, vefalıdır biliyorum, ben hep vefalıları sevdim zaten en çok.. 

Mim konusu şuymuş efendim=Tek başınıza bir adaya düşecek olsak,yada Ay'a gidecek olsak, ya da deniz'in ortasında bir tahta parçasının üzerinde olsaymışız bile yanınızda götürmek istediğiniz 4 tarif nedir diye sormuşlar. Bir de resimleri ile istiyorlarmış. 


İsterler tabii tuzları kuru adaya,aya,tahtaya reva görülen biziz:)


Bir kere ben çikolata almadan hiç bir yere düşmem, bu konuda çok inadımdır.Şimdi vereceğim tariflerin yanında birer kuple çikolata da varsayın, ok...


Farz-ı mesel ben bir adaya düştüm..Yanıma şöyle orta acılı bir adana kebap alır, bir güzel yer ondan sonra ağlanacak halime ağlarım, yemeden ağlama yok:)



Aya gidecek olsam orta halli bir kuruyemiş tabağı alırım..Ayda çekirdek çitleme hep hayalimdi, bu vesile ile bunu da aradan çıkarmış olurum..Normalde mimde tarif istiyor ama, ne bileyim ayol ben kuruyemişler nasıl yapılıyor:)


Deniz ortasında tahta parçasına tutunuyor olsamdı Un helvası alırdım yanıma, böylelikle kendi helvamı kendim yemiş olurdum..


Un helvasının tarifine gelince tereyağında unu kavurup, şerbetini dökün üzerine yeterli...

Mimlediklerim=





12 Ekim 2011 Çarşamba

Seni anan bizim için doğurmuş


Yeryüzünde milyonlarca insan vardır ve sizin karşınıza çıkan herkes özel değildir. Hepimizin yollarını bir nokta da birleştiren, milyonların arasından sıyrılıp hayatımıza neşe katan bu özel insanı hepiniz tanıyorsunuz. Bizlerin hayatında ki önemini ve yerini sizlere tarif etmemiz imkansız, zaten gerekte yok:)) Ama şunu bilin ki; biz Stil Direktörü Eda' mızı çok seviyoruz. İyi ki annesi onu bugün dünyaya getirmiş! 

Buda bizden minik bir hediye;)

llerimizi uzatsak sana, bir an düşünmezsin tutmak için..
iyarlarımız ayrı olsada, yüreklerimiz bir beşimizin (hepimizin)
A ldık, verdik yüreklerimizi birbirimize peşin peşin..

Uno' dan neler geldi neler



Hatırlarsan hani Uno' nun Çıtır Kıtır' ına dair burada bir yazı paylaşmıştım ya sevgili okur..İşte O yazıdan sonra Uno beni arayarak sadece teşekkür etmekle kalmadı, yukarıda gördüğünüz cicileri yolladı..

Çokkkk teşekkür ediyorum Uno' ya..

Haaa bu arada Uno' cum Çıtır Kıtır yazıma yazdığı yorumda çok değerli Stil Direktörü Eda bakın ne demiş=


ஐ : ) STİL DİREKTÖRÜ ( : ஐ dedi ki...

haklısın aşkım seviyorum bu ürünü ama puf ekmeği kaldırdılar sinir oluyorum o kadar da yazdım sen el atsana belki işe yarar

Elçiye zeval olmaz diyerekten bilginize sunuyorum sayın Uno yetkilileri..

Eda' cım bak el attım, bu arada bir taşla bir çok kuş vurmayı sevdiğimden doğum gününü de bu vesile ile kutluyorum, Daha nice güzel yaşlar gelsin sana.......

Uno' ya dair diğer bir yazım için buraya tık....  

She Kızları... Test ettiniz mi kendinizi?

İşte benim test sonucum=
is cool
Olduğun gibisin. Taviz vermezsin. Macerayı, yeni yerler keşfetmeyi seversin.


Ve Keşfettim=

... is cool


Hiç istifini bozmayanlara...
Kendine özgü stiliyle özgür ruhlara hitap eden, kendinden emin ve ödün vermeyenlerin popülaritesini yansıtan meyve sepeti ve çiçek buketinin eşsiz uyumu… Doğallıktan yana heyecan dolu bir duygu...


Haydi sizi de alalım..SheLife dünyasına....

11 Ekim 2011 Salı

Hayallerini Kahve Bardaklarına Çizdiler, Kahve Dünyası'ndan Ödül Aldılar






Kahve Dünyası, “Darüşşafaka Bardağı” sosyal sorumluluk projesine çizgileriyle hayat veren Darüşşafakalı öğrencilerle Kahve Dünyası İstinye mağazasında bir araya geldi. Kahve Dünyası müşterileri tarafından büyük ilgi gören proje için emek veren minik tasarımcılara birer teşekkür sertifikası verildi.
Kahve Dünyası’nın Darüşşafakalı öğrencilerle yaptığı “Darüşşafaka Bardağı” sosyal sorumluluk projesinin ulaştığı başarıyı kutlamak için, 8 Ekim’de Kahve Dünyası İstinye mağazasında bir sertifika töreni düzenlendi. Tören için Darüşşafakalı öğrencilerle birlikte, Darüşşafaka okulları öğretmenleri ve Kahve Dünyası yetkilileri bir araya geldi.  

Birlikte yapılan kahvaltının ardından Darüşşafakalı öğrencilere sertifikalarını sunan Marka ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Eda Terçin, Kahve Dünyası olarak böyle bir proje gerçekleştirmiş olmaktan gurur duyduklarını, Darüşşafaka öğrencilerinin emekleriyle üretilen bardakların mağazaları ve kahveseverler için ayrı bir renk olduğunu söyledi. Hayal gücü ve yeteneklerini yansıttıkları projenin gördüğü ilgiden dolayı çok mutlu olan minik tasarımcılar, hayatlarının ilk ödülünün almanın heyecanını yaşadılar.


“Darüşşafaka Bardakları”nı renklendiren küçük tasarımcıların kimisi iç mimar, kimisi endüstriyel tasarımcı veya grafiker olmak istiyor. Aralarında, Picasso’dan etkilenen de, çizim yaparken Iron Maiden, Linkin Park gibi metal gruplarının müziklerinden ilham alanlar da var.


“Darüşşafaka Bardağı” projesi Kahve Dünyası’nın Darüşşafaka öğrencilerle el ele vermesiyle gerçekleşti. Öğrenciler, endüstriyel tasarımcı Yeşim Bakırküre ile birlikte workshop çalışmalarına katılarak birbirinden özgün ve yaratıcı tasarımlar hazırladılar. “Darüşşafaka Bardakları” yaklaşık bir yıldır Kahve Dünyası mağazalarında duyarlı kahveseverlerin ilgisine sunuluyor. Şimdiye kadar 6 binden fazla “Darüşşafaka Bardağı” satıldı. 15 TL fiyatla satılan bardaklardan elde edilen gelir Darüşşafakalı öğrencilerin eğitime bağışlanıyor.

“Darüşşafaka Bardağı” projesi hk.da daha önce yazdığım bu yazıya da bakabilirsiniz..

10 Ekim 2011 Pazartesi

Anne, babam niye bu çiçeği hediye etti ki sana?



Çocuk:

-Anne, babam niye bu çiçeği hediye etti ki sana?

Anne:

-Niye ki yavrum?

Çocuk:

-Ne bileyim böyle açanlı bir çiçek alaydı ya!

Anne çocuğun hani bayram değil seyran değil ya o bakımdan diye cevap vereceğini sanırken bu cevap karşısında şaşırır..Ve:

-Baban benim bu çiçeğin asaletini sevdiğimi bilir oğlum, ondan almıştır,der..

Reyhane ben o çocuğun annesi:)

7 Ekim 2011 Cuma

Vakfıkebir Peynirlisi



Normalde evde otcul, dışarıda etcil olan ben, (bu arada dışarıda sulu yemek ne yerim ne de yiyeni anlarım, evde ye kardeşim:) pide deyince her daima kıymalı, olmadı kuşbaşı, olmadı kıymalı-kuşbaşı karışık, o da olmadı sucuklu talebi içinde olurken, iş Vakfıkebir Peynirlisine gelince geçenlerde akan suları durdurdum..O sıcak pide, o peynir ve üzerinde gezen o tereyağı...Ohhhhhh mis..Yok böyle bir lezzet..

Bugün gayet güzel bir öğle yemeği yemiş olmama, akabi, bir elma, kocaman bir ayva, minicik bir çikolatayı -ki bu minicik olayını kendime hiç yakıştıramadım ama oldu bir defa-götürmüş olmama rağmen şu saatte rahat bir Vakfıkebir Peynirlisi yerim....

Ustaaaaa bana acele tarafından bir Vakfıkebir Peynirlisi....

Görüyorsun değil mi okur insanı insan bir kere obur olmasın, nasıl da peş peşe mama postları icra ediyor..

Edeceğim de, de haydin oburlar düşün peşime....


5 Ekim 2011 Çarşamba

Sarelle Kakaolu Fındık Ezmesi



İki önceki yazım da çikolatalı üzerine idi, bu aralar hep böyle tatlara aşinayım..Dolayısıyla bir sonraki postun çikolatadan bağımsız olacağını garanti edemem..

Bu arada biliyor musun sevgili okur, benim kocam bu tatları hiç bilmez..artık sana neyse bundan:) Küçük oğlum bir gün acınası gözlerle baktı babasına..

-Ne yani sen şimdi küçükken hiç şekerdi, çikolataydı yemedin mi dedi? Halbuki onun şansı aslında bu, annesi çikolatasına ortak olurken babası da ortak olaydı iyi mi olacaktı? 

Sadede geliyorum tamam..Sarelle Kakaolu Fındık Ezmesi favorim oldu, sen de çentik at bir yere de dene emi okur!




4 Ekim 2011 Salı

Sevdiklerinize Doğum Günü Hürriyet'i Verin



Hürriyet Gazetesi'nden okurlarına doğum günü, sevgililer günü, yıl dönümü ve diğer tüm özel günler için unutamayacakları bir hediye fırsatı!

Doğduğunuz gün Türkiye'de ve dünyada neler olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Hürriyet, ilk yayın tarihi 01.05.1948'den günümüze kadar olan tüm baskılarının birinci sayfalarını kullanımınıza sunuyor. Bu sayede aileniz ve sevdiklerinize, doğum günlerine ait sayfayı armağan ederek bu özel günleri unutulmaz kılabilirsiniz. Ya da dilerseniz kendi doğduğunuz güne ait gazetenin ilk sayfasını sipariş edip saklamanız mümkün.

Size özel Hürriyet'inizi, orijinal gazete kağıdına baskılı olarak farklı ebatlarda seçebilirsiniz. Ayrıca ister karton tüp içerisinde, ister özel kutuda, isterseniz de oldukça şık bir ahşap çerçeve içerisinde sipariş verebilirsiniz.

Bunun için tek yapmanız gereken http://satis.hurriyet.com.tr adresini ziyaret ederek istediğiniz tarihi belirtmeniz!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

Uno Çikolatalı Kremalı Kruvasan!




Uno' nun Çikolatalı Kremalı Kruvasan' ı yeni keşfimdir..Yeme konusunda çocuklarımla yarış ettim o derece:)

Uno yine malzemeden kısmamış, içinde bol çikolata var,dikkatli yiyiniz efendim, çikolata üzerinize dökülmesin..

Israrla tavsiyemdir, afiyet olsun...

UNUTMA

Öleceğimiz son günden bugüne bir perspektifle bakacak olsaydık,kararlarımız çok farklı olurdu.(Leadbeater)